0


Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. işveren 
müteahhidine, çalıştığı konut yapım işimden ayrılmak ve 
eşi, büyüyen ailesi ile beraber daha özgür bir yasam 
sürmek tasarısından söz etti. Çekle aldığı ücretini kuşkusuz 
özleyecekti. Emekli olmak ihtiyacındaydı, fakat.
Müteahhit iyi isçisinin ayrılmasına üzüldü. Ve ondan, kendine 
bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasını rica etti. 
Marangoz kabul etti ve ise girişti, fakat gönlünün 
yaptığı iste olmadığını görmek pek basitdı. Bastan savma 
bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini 
adamış olduğu mesleğine böyle son vermek ne talihsizlikti!..
işini bitirdiğinde, işveren, evi gözden geçirmek için geldi. 
Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. "Bu ev senin" dedi, 
"sana benden hediye". Marangoz soka girdi. Ne kadar utanmıştı! 

Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi! O zaman onu
böyle yapar miydi! Bizim için de bu böyledir. Gün be gün kendi
hayatimizi kurarız. Çoğu zamanda, yaptığımız ise elimizden 
gelenden daha azını koyarız. Sonra da, soka girerek, kendi 
kurduğumuz evde yasayacağımızı anlarız. Eğer yeniden yapabilsek, 
çok daha farklı yaparız. Ne var ki, geriye dönemeyiz.

Marangoz sizsiniz. Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar 
ya da bir duvar dikersiniz. "Hayat bir kendin yap dizaynıdır" 
demiştir biri. Bugün yaptığınız davranış ve secimler, yarin 
yasayacağınız evi kurar. Öyle ise onu akıllıca kurun.,

Yorum Gönder

 
Top